Assassin’s Creed 2 oyununu sizler için ayrıntısıyla inceliyoruz.
GİRİŞ
Assassin’s Creed serisi bu kadar ünlü ve sevilen bir seri olmasını neye borçlu dersiniz? Karizmatik, genç mi genç Ezio, Assassin’s Creed 2’de karşımıza çıkıyor. Suikastçi ana kahramanımız çok yetenekli ve henüz çok genç. Onun hayat hikayesine konuk olacak, suikastçi olmaya nasıl karar verdiğini, suikastçi olduğu ilk yılları konu edineceğiz. Oyun henüz giriş kısmında ‘Ben kaliteli bir oyunum’ diye bağırıyor adeta. Üretim yılına göre güçlü grafikler ve güçlü animasyonlar ile bizi karşılıyor ve hikayesi henüz oyunun ilk etabında bizi merak içerisinde bırakıyor.
Hikaye
Desmond Miles isimli bir barmeniz. Ardından bizi birileri kaçırıyor ve bir yere hapsediyorlar. Karakterimizi Abstergo isimli bir cihaza bağlıyorlar. Bu cihaza bağlamalarının sebebi ise bir atamızın anılarına ulaşmak. Ulaşmaki stedikleri kişi de Ezio… Ezio’nun yaşadığı dönemde neler yaptığını görmek istiyorlar. Ve oyun bizi makineye bağlamaları ile başlıyor. Suikastçi tarikatının İtalyan yetenekli isimlerinden Ezio’yu oynuyoruz. Suikastçiler ile tapınakçıların mücadelesinde suikastçiler safhasındayız. Ancak oyunun ilk başlarında henüz bir suikastçi değiliz. Buna zamanla karar veriyoruz. Ancak neden suikastçi olmaya karar verdiğimizden elbette bahsetmeyeceğim. Çünkü spoiler vermek istemiyoruz. Oyun yukarıda da ifade ettiğim gibi hikaye anlamında henüz oyunun başında bizi merak içerisinde bırakıyor ve bu da bir oyun için son derece önemli bir unsur. Haliyle Assassin’s Creed 2 hikaye anlamında çok güçlü bir oyun. Olayların oluşu, sinematik ara sahneler son derece başarılı. Özellikle Türkçe yama ile oynamanızı öneririm. Aksi taktirde hikayeyi anlamanız mümkün değil. Tabii yabancı dil bilginiz yok ise.
Grafik ve Ses Kalitesi
Oyunun üretildiği tarih 17 Kasım 2009. Yani yaklaşık sekiz yıl önce çıkmış bir oyun. Döneminin en güçlü grafiklere sahip oyunlarından biri. Grafik ve ses kalitesi konusunda oldukça başarılı olan bu yapım özellikle yeni dövüş dinamikleri ve çevre dizaynları ile dikkat çekmişti. Gerçekçi gözüken binalar üzerine tırmanmak, yine gerçekçi gözüken doğada atımız ile dört nala koşturmak oldukça keyif verici. Ses ve görüntü konusunda elbette kendisini çok tekrar eden yanları oluyordu. Özellikle NPC’lerin görüntülerinin sık sık aynı denk gelmesi, seslerinin de bazen aynı olması sinir bozucu olabiliyordu ancak bu 2009 yılında çıkmış bir oyun için gayet kabul edilebilir bir şey.
Oynanış
Güçlü grafikleri oynanışa da oldukça başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Oyun özgür bir yapıya sahiptir. Örneğin görev yapmaktan sıkıldıysanız ve keşif yapmak, atınızla gezmek istiyorsanız bunu yapabilirsiniz. Oyunda birden fazla şehir bulunuyor ve bu şehirler arasında atınız ile geçiş yapabiliyorsunuz. Bu da oyuna daha özgün ve güzel bir hava katıyor. Her şehrin kendisine has insanları bulunuyor ve bu insanların kendi işleriyle uğraşması oyuna bir gerçekçilik katmış. Aynı şekilde kırsal bölgelerde gezdiğinizde çevrede tarlasını ekip biçen insanlar görüyorsunuz. Yani kısacası herkes gerçek hayatta olduğu gibi kendi işleriyle meşgul.
Oyunda devriye gezen askerler oluyor. Bunların canını sıkarsanız, aranan konumuna düşerseniz sizi gördükleri yerde öldürmeye çalışıyorlar. Dövüş sisteminin de son derece etkileyici olduğunu söyleyebilirim. Dövüşürken birine öldürücü darbeyi vurduğunuzda araya sinematik ara sahneler eklenmesi çok hoş olmuş. Aynı şekilde birine suikast yaparken de sinematik ara sahnelerin devreye girmesi çok hoş.
GENEL DEĞERLENDİRME
VERDİĞİMİZ PUAN : 8.8 / 10
Oyuna puanımız oldukça yüksek ve bunu kesinlikle hakkediyor. Döneminin en başarılı oyunlarından biri ve eğer oynamadıysanız oynamanızı şiddetle tavsiye ederiz.