Bu içeriğimizde kablosuz iletişimin nasıl başladığıyla ilgili bilgiler veriyoruz. İşte detaylar…
Kablosuz iletişim, iki farklı nokta arasında arada bir kablo olmadan veri transferinin sağlanması anlamına geliyor. Kablosuz iletişime verilebilecek en güzel örnek sesli iletişim olup, buna insanların birbirleri arasında veya hayvanların birbirleri arasında kurdukları sesli iletişim örnek gösterilebilir.
En eski kablosuz haberleşme yollarından biri dumanla haberleşmek olup, beynin bilgiyi dumanla oluşan sinyalleri algılamasıyla gerçekleşir. Aslında günümüzdeki modern wireless sisteminde de yine dumanla haberleşmede olduğu gibi havada yaygınlaşan elektromanyetik dalgaları algılayan antenler veriyi TV, radyo gibi cihazlara aktarır ve böylece bizim anlayabileceğimiz hallere getirirler.
Maxwell ve Hertzin tarafından elektromanyetik dalgalar üzerinde çalışmalar yapılmış olsada asıl çığır açan hamle Tesla’nın bu dalgalar aracılığıyla verinin nasıl iletildiğini göstermesidir. Marconi’nin 1898 yılında gemiden sahille haberleşmesi sayesinde ilk radyo ortaya çıkarıldı. Tesla bu çalışmayı başlatan ilk kişi olurken Marconi çalışmasıyla halka daha yararlı bir duruma getirdi ve bunun sonucunda 1909 yılında Nobel ödülü aldı. Zaman içerisinde radyo tüm dünyaya yayıldı. Günümüzde her ne kadar radyo ve televizyon kablosuz iletişim olarak tabir edilmesede bilimsel olarak öyle oldukları aşikar.