Biyolüminesans Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Yeni içeriğimizde biyolüminesans kelimesinin ne anlama geldiğine yer vermekte ve bu husustaki detaylara değinmekteyiz.

Charles Darwin tarafından Tenerife kıyılarında bir gemide iken zooloji defterine 6 Ocak 1982 tarihinde bir yazı yazıldı ve zooloji defterine yazmış olduğu ilk yazı biyolüminesans ile ilgili idi. Yazılmış olan yazıda biyolüminesan deniz canlılarından bahsedildi.

Biyolüminesans, canlı yaratıkların üretmiş olduğu büyüleyici bir biyolojik ışıldama olarak tanımlanabilir ve çıplak gözle görülebilir. Örneğin ateş böcekleri ve bazı bitkiler buna örnek olarak gösterilebilir. Biyolüminesans her ne kadar Darwin tarafından dile getirilmiş olsada keşfedilmesi MÖ 350 civarında gerçekleşmiştir. Yunan filozof Aristo tarafından biyolüminesans konusuna değinilmiş ve biyolüminesansın ısı üretmemesi nedeniyle “soğuk ışık” olarak tanımlanmıştır.

İnsanlar biyolüminesanstan zaman içerisinde yararlanmanın bazı yollarını buldular ve kullanmaya başladılar. Mesela madenciler tarafından ateş böcekleri güvenlik lambası olarak, kabileler tarafından da yoğun ormanlarda yolları aydınlatmak için kullanılmış ve aynı zamanda parlayan mantarlardan da destek alınmıştır.  Amerikan İç Savaşı’nda askerlerin yaralarına bulaşan toprakta yer alan biyolüminesans bir bakteri türü daha hızlı iyileşmelerini mümkün kılmış ve iyileştirirken parlayan bakterilere “Meleğin Işıltısı” ismi verilmiştir.

Doğal bir fenomen olarak bazı bitki ve hayvanların ışık üretme yeteneği olan biyolüminesans, bilim insanları için önemli bir keşif olmuştur. Bilim insanları, elektriksiz çalışan aydınlatma kaynakları oluşturabilmek adına lambalarda biyolüminesans alg kullanmayı planlamıştır. Biyolüminesans algler mini bir ekosistem oluşturabilecek düzeyde tuzlu su dolu olan cam tüpte uzun süre depolanabilir ve lambalar hafif itme ile ileri geri hareket ettirilerek ışık yayılması sağlanabilir.

Araştırmacılar kirli sudaki belirli toksinleri etkili bir şekilde tanımlamak adına da biyolüminesanstan yararlanmışlardır. Bunun yanı sıra kanserli hücrelerin takibi ve bağışıklık sisteminde hücrelerin konumunun belirlenmesi  de biyolüminesans teknolojisi ile daha kolay bir hale gelmiştir.

Cevap bırakın