Harvest Moon: One World İncelemesi

Yeni yazımızda Harvest Moon: One World oyununu inceliyoruz, işte oyun ile ilgili bilmeniz gereken tüm ayrıntılar…

Çıkışını tüm popüler konsollar için gerçekleştiren Harvest Moon: One World video oyunu,  simülasyon türüne hitap etmekte olan bir yapımdır. Çiftlik kültürünün bittiği bir dünyada başlayan oyunda bir patates yetiştiricisiniz. İşin göktü yanı ise diğer sebzelerin artık var olmamasıdır. Bizim karakterimiz ise dünyaya sebzeleri geri getirebilmenin yollarını arayan bir karakterdir.

Oyunun hikaye tarafının güçlü olmadığını, bazı mantık hatalarının da bulunduğunu belirmek gerekiyor. Örneğin biz bazı görevleri tamamladıkça ana hikaye ilerliyor ve sebzelere erişmeye başlıyoruz. Ancak oyunda neredeyse hiç bulunmayan sebzelere sahip olmamıza rağmen satıcılara gidip yeni sebze götürdüğünüz zaman satıcı patatese 40 altın veriyor ise bibere 60 veriyor. Dolayısıyla patates haricinde hiçbir bitkinin bulunmadığı bir evren göz önüne alındığında ve biz yeni sebzeler edinmeye başlayıp satıcılara dağıttığımızda en azından satıcıların reaksiyonunun hikayeye uygun olması gerekirdi. Yani oyun size dünyayı sizin kurtaracağınızın gazınızı veriyor fakat uygulamaya geçtiğimiz zaman hikaye çok başarısız kalıyor.

Doc Jr. Tarafından verilen çiftliğinizi kurduğunuz oyunda daha sonra ekime uygun alanları temizleyerek topraktaki taşı çöpü atarak perilerin verdiği tohumları ekiyorsunuz. Kuyudan çekmiş olduğunuz sular ile sulayıp ilk ürünlerinizi almak için çalışıyorsunuz. İlk etapta oldukça basit aletler kullanırken zaman içerisinde gübreler, sulama sistemleri ve daha geniş tarım alanları mümkün oluyor. Perilerin vermiş olduğu tohumları ekip düzenli olarak suladıktan sonra olgunlaştığında topluyorsunuz. Yani bu açıdan klasik çiftçilik oyunlarının sunduğu keyfi sunabiliyor.  Tohum ekmek, sulamak gibi işlemleri tek tuş ile basitçe yapabiliyorsunuz. Bu da oynanış konusunda kullanıcıya kolaylık sağlıyor.

Perilerin size tohum verebilmesi için onları canlandırmanız gerekiyor ve bunu yapabilmek için değişik bölgelere gitmeniz gerekmekte. Her bölgenin kendisine ait bir iklim şartı bulunması ise üretebileceğiniz sebze ve meyveler bakımından çeşitlilik sağlıyor.

Dünya büyük ancak içi biraz boş. Mekanlarda cansız bir hava bulunuyor. Dünya içerisinde gezerken canınız sıkılmakta çünkü bölgeler birbirine çok benziyor. Bu da sizde keşfetme isteği uyandırmıyor. Elbette bunlar biraz da oyunun bütçesi ile alakalı bir durum ancak oyunda genel itibariyle ağaçlar ve bitki örtüsü değişse bile hep aynı yerdesiniz gibi hissediyorsunuz. Bu da atmosfer ve keşif unsurlarını baltalıyor.

Oyun 3D sanat stili kullanmakta olup görsel açıdan büyük vaatler sunmamakta. Özel isme sahip karakterler üzerinde de bir cansızlık bulunmakta olup animasyonların iyi seviyede olmadığını belirtmek gerekiyor. Düşük çözünürlüklü kaplamalar sadece çevrede değil hayvanlarda da kullanılmış. Bu durum ilgilendiğiniz hayvanlarda da olunca sizi rahatsız edebiliyor.

Switch üzerinde de oynayabileceğiniz oyunun, Switch platformundaki performansının iyi olduğunu belirtelim. Yani optimizasyon konusunda oyunu oynarken sizi engelleyecek derecede bir sıkıntı ile karşılaşmıyorsunuz. Yükleme süreleri ise biraz uzun sürüyor ancak ilk yüklemeden sonraki yüklemeler genellikle on saniyelik bir süre içerisinde tamamlanıyor.

Sonuç

Açıkçası oyun, beklentilerin biraz altında kalan, orta seviye olarak nitelendirebileceğimiz kailtede bir yapım. Fiyatı 50 Dolar olması ise en büyük sorunu diye düşünüyoruz çünkü oyun bu fiyatı hak edecek kadar iyi değil.

Editör Notu : 10 / 5.8

Öne çıkan artıları :

  • Dinlendirici bir oyun olması
  • Kötü de olsa bir hikaye olması (Çiftçilik oyunlarında pek göremeyiz)
  • Evcil hayvan alabiliyor olmanız

Öne çıkan eksiklikleri :

  • Boş bir açık dünya
  • Hikaye işleyişi zayıf
  • Mekanlar birbirinin aynısı

Cevap bırakın