TaleWords’un geliştirdiği kaliteli oyunlardan Mount and Blade’i inceledik.
Türk oyuncuların sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Özellikle de savaş, futbol türü oyunlara çok fazla ilgi gösteriyoruz fakat bizim ülkemizde maalesef büyük oyun şirketleri yok. Türkiye’nin en büyük oyun şirketi dendiğinde de akla genellikle TaleWords geliyor ki TaleWords’un da aslında tamamı Türk çalışanlardan oluşmuyor. Yine de Mount and Blade oyunu Türk yapımı bir oyun olarak lanse edilmekte ve bu ülkemiz için oyun sektöründe bir gurur kaynağı. Çünkü bu oyun, gerek özgünlüğü gerek kalitesi ile nam salmış, tüm dünyaca takip edilen oldukça kaliteli bir seri. İşte bu seriyi meydana getiren ilk oyun olan Mount and Blade’i bir masaya yatırmak, enine boyuna incelemek istedik.
HİKAYE
Mount and Blade her anlamda özgür bir oyun. Hikaye de buna dahil. Çünkü oyunda hikayenizi kendiniz yaratıyorsunuz. Geçmişinizi, hangi topraklarda yaşadığınızı kendiniz seçiyorsunuz. Ve en güzeli de oyun sizin bu seçimlerinize göre farklı sonuçlar hazırlıyor. Mesela bazı lordlar eğer soylu değilseniz size iğneleyici laflar söyleyebiliyor. Soylu iseniz de daha farklı davranıyorlar. Oyun orta çağda, hayali bir diyar olan Kalradya’da geçiyor. Kalradya çok büyük bir ada ve bu adada Karadya İmparatorluğu isminde devasa bir imparatorluk varmış. Fakat bu imparatorluk bölünerek ortaya ufak devletler çıkmış. İşte oyunda bu devletler birbirleri ile sürekli savaşıyor. Her biri hemen hemen aynı güçte ve amaçları Kalradya’nın tek hakimi olmak. Bunun için stratejilerini belirliyorlar ve zor durumda kaldıklarında diğer devletlerle ittifaklar yapıp dostane ilişkiler kurabiliyorlar.
Böyle bir ortamda biz de istersek tüccar olabilir, istersek tek başımıza diyar diyar gezebilir, istersek de bir ordu toplayarak bir devlete bağlı olarak veya bağımsız olarak savaşabiliriz. Oyunda ulaşabildiğiniz en yüksek rütbe bir devletin mareşali olmak.
GRAFİK VE SES KALİTESİ
Mount and Blade, serinin ilk oyunu ve haliyle biraz eski bir oyun. Fakat buna rağmen grafiklerinin kötü olmadığının altını çizelim. Fakat oyun ses olarak bazen kendisini çok tekrar ediyor. Seslendirmeler de oyunda neredyese hiç kullanılmamış. Genellikle diyaloglar metin halinde karşımıza çıkıyor. Bu da oyunu düşük boyutlu kılan özelliklerden biri. Oyunun dosya boyutu yaklaşık 600 MB. Böylelikle satın aldıktan sonra çok kısa bir süre zarfında indirebiliyorsunuz.
OYNANIŞ
Mount and Blade’i diğer oyunlardan ayıran en önemli özelliklerden birisi orta çağ savaşlarını üç boyutlu olarak ve bir karakteri yöneterek yapabilmeniz. Bu oyunu Age of Empires’ın üç boyutlu ve hikaye olarak daha güçlü bir versiyonu olarak düşünebilirsiniz. Farkı, uzaktan yönetmek yerine savaşın tam içinde yer almanız. Eğer ordunuz savaşı kaybederse düşmanlar sizi esir alabiliyorlar. Haftalarca onların esareti altında oyunu geçirmek zorunda kalabiliyorsunuz.
Oyunda büyük bir harita var ve bu haritada istediğiniz konuma atınızı sürebiliyorsunuz. İsterseniz tek kişi, isterseniz de askerlerinizle ilerleyebiliyorsunuz. Yolda ilerlerken sizden biraz daha güçlü gruplar sizi gördüler mi saldırıya geçiyorlar. Eğer sizden daha zayıflarsa sizi görür görmez kaçıyorlar. Bu da oyunun yapay zekasının güçlü olduğunu gösteren bir etken. Öte yandan Savaş sırasında eğer düşmana karşı ezici üstünlük sağlarsanız düşman askerleri savaşı bırakarak kaçabiliyor. Aynı şekilde lordları da yenileceklerini anladığında sizden kaçıyor. Tabii düşman askerlerini ve lordları esir alabilme şansınız da var.
Oyunda bir devlete bağlılık yemini edip o devlet için savaşabiliyorsunuz. Bağlılık yemini ettiğinizde o devletin bir derebeyi oluyorsunuz. Fakat derebey olmak taktir edersiniz ki öyle kolay değil. Önce nam ve onur puanlarınızı arttırmalısınız.
Oyunda envanter sistemi, görev sistemi, ilişkiler sistemi, karaketr seviyesi sistemi gibi çeşitli sistemler var. Mesela karakteriniz level atlayınca daha kuvvetli oluyor ve kılıcı daha iyi kullanıyor.
Savaşların dışında lordlarla iyi ilişkiler de kurabiliyorsunuz. Mesela onların verdikleri bir görevi yerine getirdiğinizde size olan sempatileri artıyor ve böylelikle ileride politika amaçlı işinize yarayabiliyorlar. Özellikle o ülkenin kralının gözüne girmeyi başarırsanız derebeyi olmanız çok daha kolay bir hale geliyor.
Mount and Blade’de hem meydan savaşları hem de kale kuşatmaları var. Bir devletin lordu olduğunuzda kralınız tarafından toprakla ödüllendirilebiliyorsunuz. Bu toprak bir köy veya kale olabiliyor. Eğer devletiniz bir başka devlet ile savaştaysa savaşta olduğu devletin bir kalesini, şehrini kuşatabiliyor veya köyünü yağmalayabiliyorsunuz. Eğer bir kaleyi kuşatmayı başarırsanız devletiniz ile ilişkileriniz artıyor ve mareşal olmanızın önü açılıyor.
Tabii kale kuşatmak öyle kolay değil. İlk önce çok nitelikli bir asker grubunuzun olması gerekiyor. Bunun için de uzun bir zaman askerlerinizi eğitmeli ve ordunuzun sayısını yükseltmelisiniz. Ordunuzun maksimum kapasitesi de sizin seviyeniz ile ilgili. Eğer karizma puanınız düşükse ordu büyüklüğünüz çok fazla olamaz ve bu da haliyle dezavantajdır. Yine de oyunda bazı nitelikli birimlerin çok güçlü olduğunu, böylelikle az ve öz askerle çok iyi işler yapabileceğinizi söyleyeyim.
SONUÇ
Oyuna Verdiğimiz Puan: 9.4 / 10
Dünyaca ünlü olan bu oyun Türk yapımı olması ve tamamen Türkçe dil seçeneğinin bulunması sebepleriyle bile oynanabilir. Ancak objektif bir açıdan baktığımızda da bu oyun hem yabancı bir firma tarafından hem de yabancı dil olarak yapılmış olsaydı da yine oynamınızı önerirdik. Çünkü kategorisinin tartışmasız en iyi oyunlarından biridir ve özellikle özgünlüğü ile dikkat çekmektedir.
Artıları: Özgünlüğü, kaliteli ve özgür bir oynanışı var, savaş sistemi başarılı, alanında eşi benzeri bulunmuyor.
Eksileri: Sesler fazla tekrar ediyor, kendi devletinizi kurup lideri olamıyorsunuz, şehirler ve köyler fazla ufak.